almak

Vikisözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Ayrıca bakınız: almák

Türkçe[değiştir]

Söyleniş[değiştir]

IPA(anahtar): alˈmak
Heceleme: al‧mak

Eylem[değiştir]

almak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi alır) -ır

Vikipedi
Vikipedi
almak hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
  1. bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yeryerden ayırmak, kaldırmak
    Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. - N. Cumalı
  2. (ticaret) satın almak
  3. ele geçirmek, fethetmek
    Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş. - Ö. Seyfettin
  4. bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak
    Çocuğu okuldan aldı.
  5. birlikte götürmek
  6. içine sığmak
    Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır.
  7. kabul etmek
  8. kendine ulaştırılmak, iletilmek
    Mektup almak. Haber almak.
  9. içeri sızmak, içine çekmek
    Gemi su alıyor. Fotoğraf makinesi ışık almış, film yanmış.
  10. erkek, kadına evlenmek
    O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını görmüştü. - M. Ş. Esendal
  11. sürükleyip götürmek
    Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı.
  12. kazanmak, elde etmek
  13. zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak
    Soğuk almak. Ceza almak.
  14. bürümek, kaplamak, sarmak
    Burayı kötü bir koku aldı, durulamaz hâle geldi.
  15. kısaltmak, eksiltmek
    Ceketin boyundan almak.
  16. yolmak, koparmak
    Kaş almak.
  17. temizlemek
    Karyolanın altını süpürge ile al.
  18. içeri girmesini sağlamak
    Sevdiği delikanlıyı gece evine almış. - N. Cumalı
  19. tat veya koku duymak
    Sigaradan hiç tat alamaz oldum. Burnu iyi koku alır.
  20. örtmek, koymak
    Paltosunu sırtına aldı.
  21. yol gitmek, mesafe katetmek
    O yolu bir saatte alırsınız.
  22. çalmak
    Cebimden saatimi almışlar.
  23. soldurmak
    Güneş perdelerin rengini aldı.
  24. vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak
    Dalağını aldılar.
  25. motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek
    Savcı yardımcısı gaza bastı, motor almadı. Bir daha bastı, yine almadı. - H. Taner
  26. göreve, işe başlatmak
    Yeni kapıcı aldı.
  27. görevden, işten çekmek
  28. başlamak
    Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur. - Halk türküsü
  29. içecek veya sigara içmek
  30. yutmak, kullanmak
    İlaç almak.
  31. kazanç sağlamak
    Bir pantolondan beş yüz lira alıyorlar.
  32. gidermek, yok etmek
    İçine biraz su koy, tuzunu alır.
  33. yer değiştirmek

Deyimler[değiştir]

Karşıt anlamlılar[değiştir]

Alt kavramlar[değiştir]

Çeviriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

Atasözleri[değiştir]

Türkmence[değiştir]

Eylem[değiştir]

almak

  1. almak
  2. yol almak