kısa
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Ön ad
[düzenle]kısa (karşılaştırma daha kısa, üstünlük en kısa)

- Boyu, uzunluğu az olan; kesik, uzun karşıtı:
- "Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı." - Ahmet Haşim
- Az süren, uzun olmayan:
- "Türk milleti en kısa zaman içinde yeni harflerle okumaya, yazmaya başladı." - Etem İzzet Benice
- Ayrıntısı çok olmayan
- Kısa bilgi. Kısa yazı.
Ad
[düzenle]kısa (belirtme hâli kısayı, çoğulu kısalar)
- kısa olan şey
- Uzun lafın kısası, eleştirmeci okuyucuya faydalı, edebiyata faydalı bir yazıcıdır. - S. F. Abasıyanık
Çekimleme
[düzenle]kısa adının çekimi
Belirteç
[düzenle]kısa
- Kısaltarak
- Kısa konuştu.
Atasözleri
[düzenle]Sözcük birliktelikleri
[düzenle]kısa ad, kısa çorap, kısa ökçeli, kısa süreli, saçı uzun aklı kısa,
Çeviriler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]ön ad
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "kısa" maddesi
Gagavuzca
[düzenle]Köken
[düzenle]Eski Türkçe qys
Ön ad
[düzenle]kısa
- kısa
Kaynakça
[düzenle]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki