İçeriğe atla

kısa

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Ön ad

[düzenle]

kısa (karşılaştırma daha kısa, üstünlük en kısa)

(ön ad): Trenin kısa bacası görünüyor (1)
(ön ad): Bu aralık, kişiyi en kısa zamanda ana caddeye çıkartıyor. (2)
  1. Boyu, uzunluğu az olan; kesik, uzun karşıtı:
    • "Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı." - Ahmet Haşim
  2. Az süren, uzun olmayan:
    • "Türk milleti en kısa zaman içinde yeni harflerle okumaya, yazmaya başladı." - Etem İzzet Benice
  3. Ayrıntısı çok olmayan
    • Kısa bilgi. Kısa yazı.

kısa (belirtme hâli kısayı, çoğulu kısalar)

  1. kısa olan şey
    • Uzun lafın kısası, eleştirmeci okuyucuya faydalı, edebiyata faydalı bir yazıcıdır. - S. F. Abasıyanık

Çekimleme

[düzenle]

Belirteç

[düzenle]

kısa

  1. Kısaltarak
    • Kısa konuştu.

Atasözleri

[düzenle]

Sözcük birliktelikleri

[düzenle]

kısa ad, kısa çorap, kısa ökçeli, kısa süreli, saçı uzun aklı kısa,


Çeviriler

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Gagavuzca

[düzenle]

Köken

[düzenle]

Eski Türkçe qys

Ön ad

[düzenle]

kısa

  1. kısa

Kaynakça

[düzenle]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki