sarmak
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Eylem
[düzenle]sarmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sarar)
- çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak
- kuşatmak
- Pınar KÜR, 2004 Küçük Oyuncu, sayfa 137 , Everest Yayınları
- "Dışardan gelen ışıkta yüzünü açık seçik görebiliyordum. "Evi sarmışlar" dedi."
- Pınar KÜR, 2004 Küçük Oyuncu, sayfa 137 , Everest Yayınları
- dolayında yer almak
- kaplamak
- Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu. - Necati Cumalı
- bir şeyi üzerine başka bir şey koyarak kaplamak
- Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan. Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran. - Enis Behiç Koryürek
- kucaklamak
- yumak yapmak
- çevrelemek, dolayında yer almak, kuşatmak, çevirmek, ihata etmek
- yayılıp etkisi altına almak, kaplamak
- örtmek
Deyimler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "sarmak" maddesi
Eski Türkçe
[düzenle]Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.