İçeriğe atla

basmak

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: bastırmak, başmak

Türkçe

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
IPA(anahtar): /ˈbɑsmɑk/

Heceleme

[düzenle]
Heceleme: bas‧mak

Eylem

[düzenle]

basmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi basar)

  1. vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak
    • Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. - C. Külebi
  2. küçük çocukların ayakta durabilmesi
  3. bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek
    • Motor çalıştıktan sonra debriyaja basarsınız. - H. E. Adıvar
  4. sıkıştırarak yerleştirmek
    • Peyniri küpe basmak.
  5. (matbaacılık) bası işi yapmak, tab etmek
  6. örtmek, bürümek, kaplamak
    • Yollarını ot basmış, çamları yükselip saçaklarına el atmış olan bu büyük köşk. - M. Ş. Esendal
  7. bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak
    • Şuraya başparmağını bas, dediler, ben de bastım. - S. F. Abasıyanık
  8. baskın yapmak
    • Ölen kızın intikamını almak için köyü basıp yakmış. - E. İ. Benice
  9. kişinin yeni yaşına girmesi
    • On dokuz yaşına yeni basmış, ürkek ve utangaç bir kızdım. - A. Erhat
  10. duman, sis vb. şeylerin çevreyi kaplaması, çökmesi
    • Faruk EREM, 1996 Bir Ceza Avukatının Anıları, sayfa 48
      "Bazen sis basar, gözgözü görmez olurdu."
  11. sıvı ve gazları basınçla itmek
    • Pompa bozulmuş, suyu basmıyor. Otomobilin lastiğine hava basmak.
  12. kümes hayvanlarının kuluçkaya yatması
  13. uygunsuz vaziyette yakalamak
  14. bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak
    • Yüreğinin acısını duyuyordu. Sıkıntı basmış, terlemeye başlamıştı. İzin istedi." - Y. Z. Bahadınlı
  15. Kıyafeti bir yana bastırarak giymek
    • Mustafa KUTLU, 2024 Başkanın Adamları, sayfa 20 , Dergâh Yayınları
      "Tüm hovardalar şapkayı yan basar."
  16. Ateşli silahın tetiğine dokunmak, ateş etmek
    • Ümit KAFTANCIOĞLU, 2022 Altın Ekin, sayfa 44 , Dinozor Genç
      "Doldurdu topluyu, bastı arka arkaya."

Deyimler

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Eski Türkçe

[düzenle]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[düzenle]
  1. basmak
  2. üzerine çökmek
  3. yıkmak

Türkmence

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

basmak

  1. basmak
  2. ezmek