itmek
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Köken[düzenle]
- Osmanlı Türkçesi ایتمک (itme + -k)
Söyleniş[düzenle]
Eylem[düzenle]
itmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi iter)
- bir şeyi güç uygulayarak ilerletmek
- Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. — H. E. Adıvar
- bulunduğu yerden aşağı düşürmek
- Havuza itmek. Suya itmek.
- kapı, pencere v.s.'yi güç uygulayarak açmak veya kapamak
- Yavaşça kapıyı itti, elinde yoğurt bakracıyla girdi. — H. E. Adıvar
- sevk etmek, sürüklemek
- Bu oğlanı amcama itmek doğru değil, bir ara gönlünü almalı. — A. Ümit
- (fizik) bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisinden uzaklaşmaya zorlamak
- Aynı cins elektrikli iki cisim birbirini iter.
Çekimleme[düzenle]
itmek eyleminin çekimi
Zıt anlamlılar[düzenle]
Türetilmiş kavramlar[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
güç uygulayarak ilerletmek
|
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumuna göre "itmek" maddesi
Çağatayca[düzenle]
Eylem[düzenle]
Türkmence[düzenle]
Eylem[düzenle]
itmek
Kaynakça[düzenle]
- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.