İçeriğe atla

ayak

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: aýak

Türkçe

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
IPA(anahtar): [ɑ.ˈjɑk]
Heceleme: a‧yak

ayak (belirtme hâli ayağı, çoğulu ayaklar)

Vikipedi
Vikipedi
ayak hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
(anatomi): Bir insan ayağı (1)
  1. (anatomi) bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
    • Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak
      Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak.
       M. Â. Ersoy
  2. (anatomi) bacak
  3. (anatomi) vücudun belden aşağı bölümü
    • Ayağına bir pantolon çekti.
  4. basamak
  5. birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri
    • Bu köprünün dört ayağı var.
    • İskemlenin bir ayağı kırık.
  6. yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi
    • Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız. # (coğrafya) daha geniş bir akarsudan, bir gölden ayrılan akarsu kesimi
  7. (coğrafya) göl ayağı kavramının kısa şekli
  8. (edebiyat) halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
  9. (edebiyat) halk edebiyatında uyak
    • Osman Cemal KAYGILI, 2007 İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri, sayfa 49 , Merkez Kitapçılık
      "Çabuk, demiş, hiç durmadan şunu ayak yap (kafiye yap), bir mani söyle, yoksa denizde alırsın soluğu."
  10. (geometri) bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
    • Dikme ayağını kırmıza tebeşirle çizdi.
  11. (madencilik) kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
  12. (müzik) mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
  13. (ölçü birimleri) futun küpü alınarak hesaplanan değer
  14. (ölçü birimleri) yarım arşın veya 30½ santimetre uzunluğundaki ölçü birimi
  15. (spor) altılı ganyanda yer alan her bir koşu
  16. (spor) karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri

Çekimleme

[düzenle]

Üst kavramlar

[düzenle]

vücut

Deyimler

[düzenle]

ayak almak, ayak atmak, ayak bağı, ayak basmak, ayak diremek, ayak döşeği, ayak elde, ayak giyeceği, ayak giyimi, ayak işi, ayak izi, ayak kolu, ayak oyunu, ayak satıcısı, ayak takımı, ayak uydurmak, ayak yapmak, ayak yolu, ayağını yorganına göre uzatmak, ayağının altına karpuz kabuğu olmak, ayağının bastığı yerde ot bitmemek, ayağının pabucunu başına giymek, ayağını kaydırmak, ayağını yorganına göre uzatmak, ayağı yanmış it gibi dolaşmak, ayağı yerden kesilmek, ayaklı kütüphane, ayakları birbirine dolaşmak, ayakları geri geri gitmek, ayaklar altına almak, ayaklar altında kalmak, bir ayak üstünde bin yalan söylemek birinci ayak

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]

ayakça, ayakçı, ayaklanış, ayaklanma, ayaklı, ayaksız

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Atasözleri

[düzenle]

Eski Türkçe

[düzenle]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. çanak, kâse
  2. kadeh

Gagavuzca

[düzenle]

Köken

[düzenle]

Eski Türkçe adaq (adaq)

Söyleniş

[düzenle]
  • Heceleme: a‧yak

ayak

  1. (anatomi) ayak

Kaynakça

[düzenle]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Kırgızca

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
  • Heceleme: a‧yak

ayak

  1. (anatomi) ayak