İçeriğe atla

ayak

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: aýak

Türkçe

[değiştir]
(anatomi): Bir insan ayağı

Köken

[değiştir]
Osmanlı Türkçesi آیاق(ayak) sözcüğünden devralınmış olup Ana Türkçe *adak sözcüğünden evrilmiştir.

Söyleniş

[değiştir]

ayak (belirtme hâli ayağı, çoğulu ayaklar)

Vikipedi
Vikipedi
ayak hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.

}

  1. basamak
  2. birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri
    Bu köprünün dört ayağı var.
    İskemlenin bir ayağı kırık.
  3. yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi
    Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız.
  4. (anatomi) bacak
  5. (anatomi) bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
    Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak
    Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak.
     — M. Â. Ersoy
  6. (anatomi) vücudun belden aşağı bölümü
    Ayağına bir pantolon çekti.
  7. (coğrafya) daha geniş bir akarsudan, bir gölden ayrılan akarsu kesimi
  8. (coğrafya) göl ayağı kavramının kısa şekli
  9. (edebiyat) halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
  10. (edebiyat) halk edebiyatında uyak
    Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler. — S. Birsel
  11. (geometri) bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
    Dikme ayağını kırmıza tebeşirle çizdi.
  12. (madencilik) kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
  13. (müzik) mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
  14. (ölçü birimleri) futun küpü alınarak hesaplanan değer
  15. (ölçü birimleri) yarım arşın veya 30½ santimetre uzunluğundaki ölçü birimi
    eş anlamlıları: kadem, fit, fut
  16. (spor) altılı ganyanda yer alan her bir koşu
  17. (spor) karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri

Çekimleme

[değiştir]

Üst kavramlar

[değiştir]

Deyimler

[değiştir]

ayak almak, ayak atmak, ayak bağı, ayak basmak, ayak diremek, ayak döşeği, ayak elde, ayak giyeceği, ayak giyimi, ayak işi, ayak izi, ayak kolu, ayak oyunu, ayak satıcısı, ayak takımı, ayak uydurmak, ayak yapmak, ayak yolu, ayağını yorganına göre uzatmak, ayağının altına karpuz kabuğu olmak, ayağının bastığı yerde ot bitmemek, ayağının pabucunu başına giymek, ayağını kaydırmak, ayağını yorganına göre uzatmak, ayağı yanmış it gibi dolaşmak, ayağı yerden kesilmek, ayaklı kütüphane, ayakları birbirine dolaşmak, ayakları geri geri gitmek, ayaklar altına almak, ayaklar altında kalmak, bir ayak üstünde bin yalan söylemek


Türetilmiş kavramlar

[değiştir]

ayakça, ayakçı, ayakçık, ayakken, ayakla, ayaklanış, ayaklanma, ayaklı, ayaksa, ayaksız


Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Atasözleri

[değiştir]

Eski Türkçe

[değiştir]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. çanak, kâse
  2. kadeh

Gagavuzca

[değiştir]

Köken

[değiştir]
Eski Türkçe adaq(adaq)

Söyleniş

[değiştir]
  • Heceleme: a‧yak

ayak

  1. (anatomi) ayak

Kaynakça

[değiştir]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Kırgızca

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
  • Heceleme: a‧yak

ayak

  1. (anatomi) ayak