iz
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
![]() |
Ayrıca bakınız: íz |
Türkçe[düzenle]
Söyleniş[düzenle]
- Heceleme: iz
Ad[düzenle]
iz (belirtme hâli izi, çoğulu izler)
- bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı alamet, belirti, emare, nişan
- Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - S. F. Abasıyanık
- bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti
- Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Y. K. Karaosmanoğlu
- bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ip ucu, emare
- Cinayet izleri.
- bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser
- O çağ uygarlığından iz kalmadı.
- (geometri) bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit
Çekimleme[düzenle]
iz adının çekimi
Çeviriler[düzenle]
bir yerde bırakılan işaret
Sözcük birliktelikleri[düzenle]
Türetilmiş kavramlar[düzenle]
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumuna göre "iz" maddesi
Azerbaycan Türkçesi[düzenle]
Ad[düzenle]
iz
- iz
Mayaca[düzenle]
Ad[düzenle]
iz
Kaynakça[düzenle]
- Tahsin Mayatepek Raporları
Gagavuz Türkçesi[düzenle]
Ad[düzenle]
iz
- iz