İçeriğe atla

kuvvet

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Köken

[düzenle]

Osmanlı Türkçesi قوت sözcüğünden devralındı, o da Arapça قُوَّة (ḳuvve) kelimesinden gelir.

Söyleniş

[düzenle]
Adamın kuvveti yerinde, çalışıyor. (2)
Polis, gösteriyi bastırmak için kuvvet kullanıyor (4)
Topa kuvvet uygulanıyor. (8)

kuvvet (belirtme hâli kuvveti, çoğulu kuvvetler)

  1. Maddî güç, canlı bir organizmanın faâliyetini sağlayan güç:
    • Malazgirt’te bileğinin kuvvetiyle, dehâsının zoruyle bize bu aziz vatanın kapılarını açan Alpaslan (Ahmet H. Tanpınar).
  2. Sağlıklı olmanın verdiği zindelik, sağlamlık
    • “Kuvveti yerinde olmak.”
    • “Kuvveti kalmamak.”
  3. Manevi güç
    • Millî şuûrun uyandırdığı derûnî kuvvetler (Ahmet Hâşim).
  4. Zor, şiddet, cebir
    • “Kuvvet kullanmak.”
  5. Bir etki meydana getirebilen güç, nüfuz.
  6. Dayanıklılık, tahammül, mukāvemet:
    • Bana bu kuvvet kendimden mi geliyordu, Nüzhet’ten mi? (Peyâmi Safâ).
  7. (askeriye) Bir devletin kara, deniz ve havada savaşan silâhlı ve teşkîlâtlı güçleri, savaşan güç
    • Hâriçten Türk yurduna gözlerini dikmiş bekleyen kuvvetler gelip İstanbul sularında demir atacaklar (Hâlit Z. Uşaklıgil).
  8. (fizik) Bir cismin konumunun, hareket özelliğinin veya şeklinin değişmesine sebep olan tesir, güç
    • Cem KALENDER, 2009 Klan, sayfa 157 , Kavis Kitap
      "Kuvvetli olunmalıydı, fizikteki kuvvet tanımı neydi? Hareket eden cismi durduran, durduran cismi hareket ettiren, dargınları barıştıran, yoksulları doyuran, çıplakları giydiren, beni çukura indiren..."
  9. (matematik) üs
    • 2·2·2 = 2³ denkleminde 3 sayısı, 2'nin kuvvetini gösterir.

Çekimleme

[düzenle]

Sözcük birliktelikleri

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

deniz kuvveti kuvvet ayrılığı, kuvvet denemesi, kuvvet fonksiyonu, kuvvet ilacı, kuvvet komutanı, kuvvet kümesi, kuvvet sahibi, kuvvet tekeli, kuvvet kullanmak, sinirleri kuvvetli, tabana kuvvet kaçmak

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Ek okumalar

[düzenle]