yetişmek
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[değiştir]
Eylem[değiştir]
yetişmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi yetişir) -ir
- ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
- Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti. - Ö. Seyfettin
- vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak
- Bu giysi yarına yetişmeli.
- vaktinde varmak, vaktinde bulunmak
- Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi. - A. Ş. Hisar
- bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak
- Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı. - Y. K. Karaosmanoğlu
- değmek, uzanıp dokunabilmek
- Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez.
- vakit bulmak, yapabilmek
- Ben bu kadar işe yetişemem.
- yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek
- Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir.
- bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kişiyi görmüş olmak
- Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm. - P. Safa
- üremek, büyümek, olmak
- Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti. - S. F. Abasıyanık
- eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek
- Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı. - O. V. Kanık
- iş görebilecek yaşa gelmek, büyümek
- yardım etmek, yardımına koşmak
- Tam o sırada talih imdadıma yetişti. - R. H. Karay
- ortaya çıkmak
Deyimler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
|
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "yetişmek" maddesi
Eski Türkçe[değiştir]
Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Eylem[değiştir]
- yetişmek
- erişmek