İçeriğe atla

değmek

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
IPA(anahtar): /de‿ˈmec/
Heceleme: değ‧mek

Köken

[düzenle]
Eski Türkçe teg (teg, aynı seviyede, , eşit) sözcüğünden, teŋ (teŋ, dengeli, denk), teŋe- (teŋe-, karşılaştırmak, ölçmek). Kazak ve Kırgız dillerindeki теңге kelimesi ile soydaştır. Türkçedeki denge kelimesi ile akrabadır.

Eylem

[düzenle]

değmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi değer)

  1. aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek
    Kapıdan bir an birbirimize 'değerek'kıymet girdik. - Y. Z. Ortaç
  2. değerinde olmak, kıymetinde olmak
    Benim ömrümün üç günü üç yüz bin liraya değer. - H. Taner
  3. erişmek, ulaşmak
    Mektup elime değmedi. Yaşı on beşine değince
  4. değerde olmak
    Bütün Dünya'ya değer gözlerin.
  5. herhangi bir vasıfta olmak
    Babaannem özel bir kadındı. Anlatılmaya değer. - A. Kutlu
  6. karşılık olmak
    Evet, onun için her şeyi feda etmeye değer. - A. Kabaklı
  7. istenilen yere düşmek, rast gelmek, isabet etmek
    • Faruk EREM, 1996 Bir Ceza Avukatının Anıları, sayfa 23
      "Yalnız ikisi de ölene kendi kurşununun değdiğini, yalnız kendisinin suçlu olduğunu söylüyordu."
  8. zevk veren şeylerle hoşa gitmek
    Bu kahve değdi doğrusu.

Çekimleme

[düzenle]

Zıt anlamlılar

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Türkmence

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

değmek

  1. değmek, dokunmak
  2. eş değerde olmak

Kaynakça

[düzenle]
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.