büyümek
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Köken[düzenle]
Eylem[düzenle]
büyümek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi büyür) -r
- organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
- Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken. - F. H. Dağlarca
- yetişmek
- İhtiyar Süleyman Çavuş'un ellerinde büyüdüm. - A. Gündüz
- yaşı artmak, yaşlanmak
- Fakat büyüdükçe o kadar sevdiği bu oyunlara veda etmek lazım gelecekti. - Ö. Seyfettin
- artmak, güçlenmek, şiddeti artmak
- İkinci de okuduktan sonra kavga büyüdü. - M. Ş. Esendal
- sayıca artmak
- genişlemek
- Barbarosların ülkesi büyüdükçe büyüyordu. - F. F. Tülbentçi
- önem ve değer kazanmak
- Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız. -O. S. Orhon
Deyimler[düzenle]
çeviriler
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumu: "büyümek"
Çeviriler[düzenle]
çeviriler
|