ermek

Vikisözlük sitesinden

Türkçe[değiştir]

Köken[değiştir]

Osmanlı Türkçesi ارمق(erme + -k).

Söyleniş[değiştir]

Eylem[değiştir]

ermek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi erer)

  1. erişmek
    Nereden geldiğini anlamadığı bir ataklığa ermişti. — N. Cumalı
  2. kavuşmak
  3. yetişip dokunmak
    Eli tavana ermek.
  4. insan veya bitki büyüyüp gelişmek, yetişmek
  5. ürün olgunlaşmak
    Arpalar erdi de gelin, girdik yolmaya — Halk türküsü
  6. (din) kendini Tanrı yoluna vermiş kişinen insanüstü kutsal bir aşamaya erişmek

Çekimleme[değiştir]

Zıt anlamlılar[değiştir]

Deyimler[değiştir]

Türetilmiş kavramlar[değiştir]

İlgili kavramlar[değiştir]

Çeviriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

Ek okumalar[değiştir]

Çağatayca[değiştir]

Söyleniş[değiştir]

  • Heceleme: er‧mek

[değiştir]

  1. kaba, kalın bez

Eski Türkçe[değiştir]

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem[değiştir]

  1. imek
  2. olmak

Kaynakça[değiştir]

  • KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.