kurmak
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[değiştir]
Eylem[değiştir]
kurmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kurar) -ar
- bir şeyin oluşmasına yardım eden parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek
- Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. - F. R. Atay
- hazırlamak
- Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak! - R. H. Karay
- yaylı, zemberekli şeylerde yayı veya zembereği germek
- Çocukça bir sevinçle kurduğun çalar saatleri çalıp duruyor. - H. Taner
- gereken şartları hazırlayıp kendi kendine olmaya bırakmak
- Turşu kurmak.
- etkisi ve önemi geniş şeyler meydana getirmek, tesis etmek
- Dünyanın en büyük imparatorluklarını kuran kimlerdi? - O. S. Orhon
- yapmak, inşa etmek
- Çirkin yapıları örtecek güzel yapılar kuralım. - N. Ataç
- yapmak, oluşturmak
- (ticaret) ortaklık sağlamak
- belli bir işte beraber çalışacak kimseleri belirlemek
- Teşkilatı ilçede sevilip sayılan bir avukat kurmuştu. - T. Buğra
- bir araya getirmek, toplamak
- Divan kurmak.
- düşünmek
- Yalnız hayalle geçiniyorum, ben yalnız hayal kuruyorum. - S. F. Abasıyanık
- aklına koymak
- O gitmeyi bir kez kurdu mu artık durmaz.
- zihinde büyütmek
- Bayram Ağa, uşakların söylediklerini kurdukça kurdu. - H. E. Adıvar
- sağlamak, oluşturmak
- Dostluk kurmak. İlişki kurmak.
- -i (mecaz) bir kimseyi dedikodu veya telkinlerle başkasına karşı öfkelendirmek
Deyimler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
|
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "kurmak" maddesi
Eski Türkçe[değiştir]
Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Eylem[değiştir]
- kurmak
- germek
- toplamak
- himaye etmek