kaymak
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Ad
[düzenle]kaymak (belirtme hâli kaymağı, çoğulu kaymaklar)

- bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü
- sütü yayvan kaplar içinde ve hafif ateşte tutarak elde edilen koyu, yağlı öz
- yağmur ve selden sonra toprağın üzerinde kalan özlü tabaka
- (süt ürünleri) sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman, krema
Çekimleme
[düzenle]kaymak adının çekimi
Alt kavramlar
[düzenle]- Afyon kaymağı
- (mecaz): kireç kaymağı, nişadır kaymağı
Atasözleri
[düzenle]Deyimler
[düzenle]süt ürünleri
Kelime birliktelikleri
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Benzer kelimeler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]Ek okumalar
[düzenle]- Vikipedi'de kaymak
Köken 2
[düzenle]Eylem
[düzenle]kaymak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kayar)
- anlamı değişmek
- Bazen kelimeler başka anlamlara kayar.
- cinsel ilişkide bulunmak
- durum değiştirmek
- düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek
- Sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı. — O. C. Kaygılı
- görüş, düşünce veya tutumunu değiştirmek
- kaygan yüzey üzerinde birdenbire dengesini yitirmek
- kurtulmak
- yağışların etkisiyle toprağın alt tabakasının gevşemesi sonucu üst tabaka oynamak
Çekimleme
[düzenle]kaymak eyleminin çekimi
Zıt anlamlılar
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "kaymak" maddesi
Çağatayca
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Türkçe qan-aq (qan-aq)
Ad
[düzenle]Eylem
[düzenle]Gagavuzca
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Türkçe qan-aq (qan-aq)
Ad
[düzenle]kaymak
- (süt ürünleri) kaymak
Kaynakça
[düzenle]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki
- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.