düz
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
![]() |
Ayrıca bakınız: duz |
Türkçe[düzenle]
Ad[düzenle]
düz (belirtme hâli düzü, çoğulu düzler)
- (doğa bilimi) engebesiz olan yer, düzlük, ova, müstevi
- Kardaş gitmem Diyarbakır düzüne. Kızlar peri olsa bakmam yüzüne. - Halk türküsü
- düz rakı
Çeviriler[düzenle]
çeviriler
|
Ön ad[düzenle]
düz
- yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan
- kıvrımlı olmayan, doğru
- yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan, müstevi
- kısa ökçeli, ökçesiz (ayakkabı)
Deyimler[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
çeviriler
|
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumuna göre "düz" maddesi
Atasözleri[düzenle]
- Deveye inişi mi seversin, yokuşu mu? demişler; düz yere mi girdi?
- Tarlayı düz al, kadını kız al
- Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır
- Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır
- Zengin arabasını dağdan aşırır,züğürt düz ovada yolunu şaşırır
Azerice[düzenle]
Ad[düzenle]
düz
Ön ad[düzenle]
düz düz
Gagavuzca[düzenle]
Köken[düzenle]
- Eski Türkçe tüz
Ön ad[düzenle]
düz
Türkmence[düzenle]
Ön ad[düzenle]
düz
Kaynakça[düzenle]
- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.