İçeriğe atla

hava

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
IPA(anahtar): /ha.vɑ/, [hɑˈʋɑ]
Heceleme: ha‧va

Köken

[düzenle]
Arapça هواء [hawā']

hava (belirtme hâli havayı, çoğulu havalar)

Vikipedi
Vikipedi
hava hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
  1. (termodinamik) hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı
  2. (meteoroloji) meteorolojik olayların bütünü
    Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. - M. Ş. Esendal
  3. canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu
    Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın. - R. N. Güntekin
  4. (gök bilimi, meteoroloji) gökyüzü
    Havada bir tek bulut yok.
  5. çevreyi kuşatan boşluk
    Tozlar havada uçuşuyordu.
  6. esinti
    Bugün hava olursa yelkenli kalkacak.
  7. (müzik) müzik parçalarında tür
    Kâğıthane havası tutturur, bahriye çiftetellisi çalardık. - S. F. Abasıyanık
  8. müzik aletlerinden çıkan ses perdesi
  9. görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik
    Buna rağmen öyle kibar ve asil havası vardır ki bu damga bile onu çirkinleştiremez, inadına daha bir uçarı, daha bir sevimli yapar. - H. Taner
  10. tarz, üslûp
  11. durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans
  12. çekicilik
    Kadın güzel değil ama havası var.
  13. (mecaz) keyif, âlem

Çekimleme

[düzenle]

Deyimr

[düzenle]

açık hava, ağır hava, ağzı havada, bar havası, başı havada, basınçlı hava, bayram havası, bozum havası, burnu havada, dağ havası, gelin havası, göbek havası, hava açılmak, hava açmak, hava akımı, hava almak, hava aralığı, hava atışı, hava atmak, hava basıncı, hava basmak, hava bilgisi, hava birliği, hava boşaltma makinesi, hava boşluğu, hava bozmak, hava bulanmak, hava çalmak, hava çarpmak, hava çekici, hava değişimi, hava değiştirmek, hava deliği, hava durumu, hava durumu sunucusu, hava düzenleyici, hava düzenleyicisi, hava fena esmek, hava gazı, hava gemisi, hava haritası, hava kesesi, hava kirliliği, hava yastığı, hava hukuku, hava indirme, hava iyi esmek, hava kaçırmak, hava kanalı, hava kapağı, hava kapanmak, hava kararmak, hava kazması, hava kesesi, hava kirliliği, hava köprüsü, hava küre, hava kuvvetleri, hava meydanı, hava mili, hava musluğu, hava oyunu, hava parası, hava patlamak, hava raporu, hava sahası, hava saldırısı, hava şartları, hava süzgeci, hava tahmini, hava taşı, hava taşıtı, hava tebdili, hava trafik kontrolörü, hava ulaşımı, hava üssü, hava vermek, hava yastığı, hava yastıklı, hava yolu, hava yuvarı, havada kalmak, havadan sudan konuşmak, havalara uçmak havanın gözü yaşlı, havası olmak, havasına uymak, havasını bulmak, havaya gitmek, havaya kılıç sallamak, havaya pala sallamak, havaya savurmak, havaya uçmak, havayı bozmak, kapalı hava, kaşık havası, kesik hava, kırık hava, kuru hava, limoni hava, matem havası, memleket havası, ona göre hava hoş, oyun havası, sisli hava, soğuk hava, soğuk hava deposu, soğuk hava kütlesi, soğuk hava savaşı, uzun hava, yayla havası, zeybek havası

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]

abuhava, havaalanı, havacıva, havalimanı, tebdilihava,


Çeviriler

[düzenle]

Ön ad

[düzenle]

hava (karşılaştırma daha hava, üstünlük en hava)

  1. sonuçsuz, anlamsız, boş
    Bu sözlerin sonu hava.

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Arnavutça

[düzenle]

hava

  1. (termodinamik, meteoroloji) hava

Azerice

[düzenle]

hava

  1. (termodinamik, meteoroloji) hava

Gagavuzca

[düzenle]

Köken

[düzenle]
Arapça

hava

  1. (termodinamik, meteoroloji) hava

Kaynakça

[düzenle]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Karaçay Balkarca

[düzenle]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
  1. (termodinamik, meteoroloji) hava

Tatarca

[düzenle]

hava

  1. (termodinamik, meteoroloji) hava

Türkmence

[düzenle]

hava

  1. (termodinamik, meteoroloji) hava

Edat

[düzenle]

hava

  1. evet, tabiî, elbette

Kaynakça

[düzenle]
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.