kabarmak

Vikisözlük sitesinden

Türkçe[değiştir]

Köken[değiştir]

Eski Türkçe

Eylem[değiştir]

kabarmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kabarır) -ır

  1. ağırlığı artmadan hacmi büyümek
    Ekmek iyi kabardı.
  2. yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak
    Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur. - R. N. Güntekin
  3. niceliği artmak, büyümek
    Masraf kabardı.
  4. şişmek, genişlemek
    İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi. - P. Safa
  5. hayvanların tüyleri dikilmek
  6. kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak
    Bu kumaş çabuk kabardı.
  7. ıslanıp veya| ısınıp yerinden kurtulmak
    Masanın kaplaması kabardı. Dolabın boyası kabardı.
  8. deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak
  9. bulanmak
  10. öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek
    Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır. - N. Cumalı
  11. kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak
  12. böbürlenmek, gururlanmak
    Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu. - Ö. Seyfettin

Deyimler[değiştir]

Çeviriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]