okumamak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Köken
[değiştir]Söyleniş
[değiştir]Eylem
[değiştir]okumamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi okumaz)
- bâzı belirtilerle manayı, gizli duyguyu anlamamak, kavramamak
- Çehresinde melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi? — Ö. Seyfettin
- bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmamak, öğrenim görmemek
- Dil öğrenmedi ve okumadı.
- bir şeyin mânâsını çözmemek
- Şifreyi okumadı.
- bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlememek veya seslendirmemek
- Israrla bana raporları okumadı.
- bir yere çağırmamak, davet etmemek
- değerlendirmemek
- hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflememek
- küfretmemek, sövmemek
- sesli olarak söylememek
- Şarkıyı güzel okuyamadı.
- yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmemek
- Gazete okumamayı tercih etti.
Çekimleme
[değiştir]okumamak eyleminin çekimi
Eş anlamlılar
[değiştir]- (hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflememek): okuyup üflememek, üfürükçülük etmemek
Zıt anlamlılar
[değiştir]Deyimler
[değiştir]- (yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmemek): gözleri vel fecr okumamak
Alt kavramlar
[değiştir]- (bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlememek veya seslendirmemek): masal okumamak
- (sesli olarak söylememek): gazel okumamak
- (hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflememek): rahmet okumamak
- (bir yere çağırmamak, davet etmemek): ceddine okumamak
Türetilmiş kavramlar
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]okumamak
|