eser
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Köken 1
[düzenle]- Osmanlı Türkçesi اثر, Arapça اَثَر (as̱ar).
Ad
[düzenle]eser (belirtme hâli eseri, çoğulu eserler)
- emek sonucu ortaya konan ürün
- Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. — Y. K. Beyatlı
- im, işaret, iz
- Yüzünde biraz önceki elemden, kızgınlıktan, çaresizlikten eser yoktu. — A. Kulin
- soyut kavramlarda belirti
- Acaba, bir yolunu bulup bir talih eseri olarak gidemez miydik? — A. Erhat
- (edebiyat) kitap, yayın
- eş anlamlısı: yapıt
- Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. — H. Z. Uşaklıgil
Çekimleme
[düzenle]eser adının çekimi
Alt kavramlar
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]eser
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "eser" maddesi
Eylem
[düzenle]eser
- esmek (eylem) sözcüğünün bildirme kipi geniş zaman basit üçüncü tekil şahıs olumlu çekimi
- zıt anlamlısı: esmez
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Türkmence
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: e‧ser
Ad
[düzenle]eser
Kaynakça
[düzenle]- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.