yazmak
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
![]() |
Ayrıca bakınız: ýazmak |
Türkçe[düzenle]
Köken[düzenle]
Söyleniş[düzenle]
- Heceleme: yaz‧mak
Eylem[düzenle]
yazmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi yazar)
- söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak
- Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu satırları yazıyorum. - Ö. Seyfettin
- yazı ile anlatmak, yazıya dökmek
- Adresini bilmiyorum ki yazayım.
- yazar olarak görev yapmak
- yazı ile bildirmek, haber vermek
- Mağlubiyet Almanya'yı karıştırmış, gazeteler yazıyor. - A. İlhan
- bir bilim veya edebiyat eseri oluşturmak
- sayaç v.s. sayılarla niceliği belirtmek
- kaydetmek
- Çocuğu okula yazdılar.
- bir göreve almak
- O delikanlıyı polis yazmışlar.
- insanın geleceğini belirlemek
- Yazan böyle yazmış.
- gelinin yüzünü süslemek
- Kalem alıp kaşın gözün yazmalı. - Halk türküsü
Atasözleri[düzenle]
- (insanın geleceğini belirlemek): Bela gelmez kul azmayınca, kaza gelmez Hak yazmayınca
Deyimler[düzenle]
- (kaydetmek): ceza yazmak
- (yazı ile anlatmak): buz üstüne yazı yazmak
Türetilmiş kavramlar[düzenle]
Çeviriler[düzenle]
yazı yazmak
|
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumu: "yazmak"
Çağatayca[düzenle]
Eylem[düzenle]
- yapmak, best etmek, tahrir, imla, bitmek
Kaynakça[düzenle]
- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.