İçeriğe atla

kaydetmek

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Köken

[düzenle]

Osmanlı Türkçesi قید ایتمك sözcüğünden devralındı. Morfolojik olarak: kayıt + etmek.

Söyleniş

[düzenle]
  • Heceleme: kay‧det‧mek

Eylem

[düzenle]

kaydetmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kaydetir)

  1. herhangi bir şeyi bir yere mal etmek, bir şeyin tarih, numara veya adını bir deftere geçirmek
    • Osman Cemal KAYGILI, 2007 İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri, sayfa 37 , Merkez Kitapçılık
      "Zaten kendisiyle beraber o devirde aşık tarzının üstatları olan Bayburtlu Zihnî, Erzurumlu Emrah ve Seyranî gibi birkaç şairden başka, bunlar ayarında bir saz şairini edebiyat kitapları da kaydetmediği gibi böyle bir şairden tam anlayışla ve bilişle bahsedene de tesadüf olunmuyor."
  2. hatırlamak için yazmak, not etmek
    • Önüne bir şeyler kaydederken görür gibiyim. - S. F. Abasıyanık
  3. belirtmek, söylemek
    • Şunu kaydedeyim ki...
  4. sesi veya resmi manyetik bant üzerine geçirmek
  5. olumlu sonuç almak
    • Binicilikle takımları büyük başarı kaydetmişti.
    • 63. dakikada top üç kere direkten döndükten sonra nihayet ilk golü kaydetmişlerdi.
  6. (fizik) sıcaklık, basınç gibi bir niceliğin değişkenliğini tespit etmek
  7. (bilişim) elektronik veya sayısal araçlarda bilgiyi korumaya almak

Çeviriler

[düzenle]


Kaynakça

[düzenle]