yakın
Türkçe[değiştir]
Söyleniş[değiştir]
Köken 1[değiştir]
- Eski Türkçe yak (yak), yağu (yağu).
Ad[değiştir]
yakın (belirtme hâli yakını, çoğulu yakınlar)
- (tabii bilimler) uzak olmayan yer
- Yakınımızda otururlar.
- (sosyoloji) aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, akraba ya da dost
- En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehennem ettiği de doğrudur. — M. Mungan
Çekimleme[değiştir]
yakın adının çekimi
Üst kavramlar[değiştir]
Deyimler[değiştir]
Türetilmiş kavramlar[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
yakın
|
Belirteç[değiştir]
yakın
Çeviriler[değiştir]
uzak olmadan
Ön ad[değiştir]
yakın (karşılaştırma daha yakın, üstünlük en yakın)
- andıran, benzeyen, yaklaşan
- Beş dönüme yakın bahçesi bir ormanı andırırdı. — Ö. Seyfettin
- aralarında sıkı ilgi bulunan
- Her birinin muhakkak bir yakın arkadaşı vardır. — E. Şafak
- az bir ara ile ayrılmış olan (yer veya zaman)
- zıt anlamlısı: uzak
- erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan
- {{misal|tr|Elli yaşında adam, ellisine yakın kadın...|Sâit Fâik Abasıyanık|S. F. Abasıyanık
- küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan
- İklim ile toprağın bereketi ve insanın faaliyeti arasında yakın bir münasebet vardır. — C. Meriç
Atasözleri[değiştir]
yakın
Çeviriler[değiştir]
yakın
|
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "yakın" maddesi
Köken 2[değiştir]
Eylem[değiştir]
yakın
- yakmak (eylem) sözcüğünün dilek-emir kipi basit ikinci çoğul şahıs olumlu çekimi
- zıt anlamlısı: yakmayın
Anagramlar[değiştir]
Gagavuzca[değiştir]
Köken[değiştir]
- Eski Türkçe jaq (jaq)
Söyleniş[değiştir]
- Heceleme: ya‧kın
Ön ad[değiştir]
yakın
Kaynakça[değiştir]
- Etymological Dictionaries - Andras Rajki