koltuk
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]- Eski Türkçe Kol ve alt kelimelerinden oluşan belirtisiz isim tamlaması durumundaki birleşik kelimeye -k eklenerek (kol+altı-k > koltuk) meydana getirilmiş birleşik bir kelime olduğunu düşünüyoruz.
Ad
[düzenle]koltuk (belirtme hâli koltuğu, çoğulu koltuklar)
koltuk hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
- (anatomi) omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
- Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. - H. E. Adıvar
- (mobilya) kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye
- Ta yan beline kadar gömüldüğü koltuğunun içinden ileriye doğru uzandı. - Y. K. Karaosmanoğlu
- Sandalyeden farklı bir yapıdadır.
- eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni
- Babamız, annemizi gelin geldiği ilk gün şu merdivenin alt başında karşılamış, koltuk yapılmıştı. - H. C. Yalçın
- yapıcılıkta yan destek
- (denizcilik) demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip
- koltuklama veya koltuklanma
- O koltuktan hoşlanmaz.
- kayırma, destek
- Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez.
- yüksek mevki, makam
- Koltuk kavgası.
- genelev
- Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur. - H. R. Gürpınar
- mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler
- kenar, tenha yer
Deyimler
[düzenle]Çekimleme
[düzenle]koltuk adının çekimi
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "koltuk" maddesi
Gagavuzca
[düzenle]Ad
[düzenle]koltuk
- koltuk
Kaynakça
[düzenle]- Etymological Dictionaries - Andras Rajki