düşman
Görünüm
![]() |
Ayrıca bakınız: duşman |
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Köken
[düzenle]Osmanlı Türkçesi دشمن (düşmen) sözcüğünden alıntıdır. Osmanlı Türkçesi sözcük Farsça دشمن (doşmen) sözcüğünden alıntıdır.
Ad
[düzenle]düşman (belirtme hâli düşmanı, çoğulu düşmanlar)
- (toplum bilimi) birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kişi, yağı, hasım, antagonist, dost karşıtı, adöv, adüv
- Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır. - S. F. Abasıyanık
- birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
- Biz toprağımızdan düşmanı atmaya mecburuz. - R. E. Ünaydın
- aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar
- Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim? - B. R. Eyuboğlu
- bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kişi
- Ekmek düşmanı.
- (mecaz) bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kişi
- İçki düşmanı.
Deyimler
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Ön ad
[düzenle]düşman (karşılaştırma daha düşman, üstünlük en düşman)
- bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç]], tutum vb.
Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "düşman" maddesi