dövmek
Görünüm
![]() |
Ayrıca bakınız: dövüşmek |
Türkçe
[düzenle]Eylem
[düzenle]dövmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi döver)
- tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak
- Harp Divanına vermeden önce şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem! - H. E. Adıvar
- çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek
- bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek
- Döveçte karabiber dövmek.
- ezmek
- çırpmak
- ateşte ısıtılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen biçime getirmek
- Demiri tavında dövmeli.
- topa tutmak
- Gemi kaleyi dövdü.
- çarpmak, sertçe dokunmak
- Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan. - S. F. Abasıyanık
- davul vb. çalmak, vurmak
Deyimler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "dövmek" maddesi
Atasözleri
[düzenle]Türkmence
[düzenle]Eylem
[düzenle]dövmek
Kaynakça
[düzenle]- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.