bağlamamak

Vikisözlük sitesinden

Türkçe[değiştir]

Köken[değiştir]

Osmanlı Türkçesi باغلاممق(bağlamama + -k)

Söyleniş[değiştir]

  • IPA(anahtar): /ba‿.ˈla.ma.mac/
  • Heceleme: bağ‧la‧ma‧mak

Eylem[değiştir]

bağlamamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi bağlamaz)

  1. anlaşma yapmamak
    İşleri bugün sözleşmeye bağlamadı.
  2. başka bir işle uğraşamaz hâlde olmamak
    Bu iş beni bağlamadı.
  3. bir araya getirmemek, birleştirmemek, eklememek
  4. bir şeyi yere veya şeye tutturmamak
    Gemiyi iskeleye bağlamamak.
  5. birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamamak
  6. bitirmemek, sona erdirmemek, tamamlamamak
  7. bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmamak
  8. büyü, muska v.s.'nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya mükemmelliğine mânî olmamak, yok etmemek
  9. denk/paket yapmamak
    Eşyayı bağlamamak.
    Yatakları bağlamamak.
  10. düğümlememek
    İpi ipe bağlamamak.
  11. geçişi engellememek
    Bütün yolları bağlamışlar.
  12. gönlünü kazanmamak
    Bu davranışınız beni size bağlamadı.
  13. itaati mecburi olmamak
  14. yaraya ilaç koyup bezle sarmamak
    Yarayı bağlamamak kolay oldu.
  15. (mecaz) birini söz veya yazı ile bağlamamak, taahhüt etmemek, angaje etmemek

Çekimleme[değiştir]

Zıt anlamlılar[değiştir]

Deyimler[değiştir]

Türetilmiş kavramlar[değiştir]

Çeviriler[değiştir]