bağlamamak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Köken
[değiştir]Söyleniş
[değiştir]Eylem
[değiştir]bağlamamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi bağlamaz)
- anlaşma yapmamak
- İşleri bugün sözleşmeye bağlamadı.
- başka bir işle uğraşamaz hâlde olmamak
- Bu iş beni bağlamadı.
- bir araya getirmemek, birleştirmemek, eklememek
- bir şeyi yere veya şeye tutturmamak
- Gemiyi iskeleye bağlamamak.
- birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamamak
- bitirmemek, sona erdirmemek, tamamlamamak
- bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmamak
- büyü, muska v.s.'nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya mükemmelliğine mânî olmamak, yok etmemek
- denk/paket yapmamak
- Eşyayı bağlamamak.
- Yatakları bağlamamak.
- düğümlememek
- İpi ipe bağlamamak.
- geçişi engellememek
- Bütün yolları bağlamışlar.
- gönlünü kazanmamak
- Bu davranışınız beni size bağlamadı.
- itaati mecburi olmamak
- yaraya ilaç koyup bezle sarmamak
- Yarayı bağlamamak kolay oldu.
- (mecaz) birini söz veya yazı ile bağlamamak, taahhüt etmemek, angaje etmemek
Çekimleme
[değiştir]bağlamamak eyleminin çekimi
Zıt anlamlılar
[değiştir]Deyimler
[değiştir]bağlamamak
Türetilmiş kavramlar
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]bağlamamak
|