sürme
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Ad
[düzenle]sürme (belirtme hâli sürmeyi, çoğulu sürmeler)
- sürmek işi
- kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürüle bilen sistem, sürgü
- Kapıyı kapadı. Üstünde anahtar ve sürme yoktu. - P. Safa
- (mobilya) masa ve dolapta küçük çekmece
- kirpik diplerine sürülen siyah boya, is
- Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu. - A. Gündüz
Deyimler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]Karşıt anlamlılar
[düzenle]Ön ad
[düzenle]sürme (karşılaştırma daha sürme, üstünlük en sürme)
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "sürme" maddesi
Eylem
[düzenle]sürme
- sürmek (eylem) sözcüğünün dilek-emir kipi basit ikinci tekil şahıs olumsuz çekimi