İçeriğe atla

kör

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: kor, koer

Türkçe

[düzenle]

Köken

[düzenle]
Osmanlı Türkçesi کور, Farsça کور.

Söyleniş

[düzenle]

kör (belirtme hâli körü, çoğulu körler)

  1. (fizyoloji) âmâ, görmeyen şahıs
    Körü körüne duygululuk sanatçıyı da körün değneğiyle yolunu araması gibi zavallı duruma düşürür. N. Cumalı

Çekimleme

[düzenle]

Üst kavramlar

[düzenle]

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]

Ön ad

[düzenle]

kör (karşılaştırma daha kör, üstünlük en kör)

  1. arkası tıkalı olan veya işlek olmayan
    Kör sokak.
  2. az aydınlık veren
    • Emrah POLAT, 2015 Köpek Adamlar, sayfa 10
      "İşte o gün de sabahın körüne kadar çalışılan bir cumartesiydi."
  3. duyarlığını yitirmiş
    Muhitimiz bize karşı her an kör, sağır ve şuursuzdur. A. Ş. Hisar
  4. keskinliği yeterli olmayan
    Günün birinde ihtiyar çoban koyunun birini kör bir makasla kırkıyordu. İ. H. Baltacıoğlu
  5. kötü
    Vakıa bu kör siyaset yüzünden Türklük Rumeli'den çıktı. Y. K. Beyatlı
  6. olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan
  7. (fizyoloji) âmâ, görme engelli

Eş anlamlılar

[düzenle]

Atasözleri

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Karaçay-Balkarca

[düzenle]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[düzenle]
  1. (fizyoloji, nöroloji) görmek

Kumanca

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
  • Heceleme: kör

Eylem

[düzenle]

kör

  1. (fizyoloji, nöroloji) görmek

Macarca

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
  • Heceleme: kör

kör

  1. (geometri) çember