çatlamak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]çatlamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi çatlar)
- parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak
- Eğer çay doldururken bardak çatlarsa, üzerlerinde nazar olduğuna hükmeder, gidip bir koşu ateşte tuz çevirirdi. - Elif Şafak
- bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak
- Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan veya (bebek) ağlamaktan ölecek duruma gelmek veya ölmek
- (mecaz) sıkıntı, sevinç, yalnızlık, heyecan, sabırsızlık, kıskançlık vb. ruhsal durumları aşırı derecede duymak
- Neredeyse sevincinden yüreği çat deyip ortasından çatlayacaktı. - Yaşar Kemal
- ses pürüzlü, bozuk çıkmak
Deyimler
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]çeviriler
|
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "çatlamak" maddesi
Eski Türkçe
[değiştir]Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.