dağılmak
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Eylem[düzenle]
dağılmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi dağılır) -ır
- toplu durum dayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak
- Zaten arkadaşlarımın her biri bir yana dağılmıştı. - A. Ümit
- değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek
- parçalanarak yayılmak, ufalanmak
- Kentin eski merkezindeki evler kendiliğinden yıkılıyor, bahçe duvarları dökülüp dağılıyordu. - A. Kutlu
- karışık duruma gelmek, düzeni bozulmak
- Siyah saçları hare hare suyun yüzüne dağıldı. - C. Uçuk
- (mecaz) birliği, beraberliği bozulmak
- Golü yiyince takım dağıldı. Babanın ölümünden sonra aile dağıldı.
- (mecaz) bir topluluğun, kuruluşun varlığı son bulmak, fesholunmak, münfesih olmak
- (mecaz) yavaş yavaş kaybolmak, yok olmak
Çeviriler[düzenle]
|
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumu: "dağılmak"