çıkma
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Köken 1
[düzenle]Ad
[düzenle]çıkma (belirtme hâli çıkmayı, çoğulu çıkmalar), sahiplik şekli çıkma -sı
- bir yazı sahifesinin kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek
- çıkmak işi
- Bu evden çıkmam, mağlubiyeti kabul ederek mücadeleden kaçmam demekti. — K. Bilbaşar
- desteklemek amacıyla verilen para
- hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı
- (mimarlık) yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış kısım
- Balkonlar, kapalı açık çıkmalar, o zaman yasak edilmiş, hâlâ yasak, hâlâ yapılmıyor. — A. Boysan
- (Osmanlılar) Edirne, Galata ve İbrahimpaşa saraylarındaki acemi oğlanların derecelerine göre kapıkulu süvari bölükleriyle sarayın dış hizmetlerine ya da devlet hizmetlerine; saray hizmetlerinde bulunan kimselerin de dış hizmete atanmalar
Çekimleme
[düzenle]çıkma adının çekimi
Eş anlamlılar
[düzenle]- (bir yazı sahifesinin kenarına metinle ilgili ek): çıkıntı, derkenar
- (hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı): çıkacak
- (mimarlık): balkon
Zıt anlamlılar
[düzenle]Alt kavramlar
[düzenle]çıkmama
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]- çıkabilme, çıkılma, çıktırma, çıkıverme
- çıkmacı, çıkmak, çıkmalı, çıkmasız, çıkmayken, çıkmayla, çıkmaysa
Çeviriler
[düzenle]çıkma
Ön ad
[düzenle]çıkma (karşılaştırma daha çıkma, üstünlük en çıkma)
- çıkmış
- Saraydan çıkma İstanbul eşyalarını görünce bunların hakikatine inanmak lazım geldiğini anlamış. — A. Ş. Hisar
- eski, kullanılmış
- çıkma jant
Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "çıkma" maddesi
Köken 3
[düzenle]Eylem
[düzenle]çıkma
- çıkmak (eylem) sözcüğünün dilek-emir kipi basit ikinci tekil şahıs olumsuz çekimi