yaratmak
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Eylem
[düzenle]yaratmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi yaratır)
- (din) Allah, olmayan bir şeyi var etmek
- Allah, mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı. - Ö. Seyfettin
- zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak o zamana kadar görülmeyen yeni bir şey otaya koymak, yapmak
- Bir cazibe yaratmak için ne yapmalı diye düşünüyorduk. - F. R. Atay
- olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak
- Bu haber sinirli bir hava yarattı. Yangın büyük tehlike yarattı.
Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "yaratmak" maddesi