sürünmek
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[düzenle]
Eylem[düzenle]
sürünmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sürünür) -ür
- karnı üzerinde sürünerek gitmek
- İçimize tekrar emniyet geldikten sonra, karnımız üstünde sürünerek Nil'e, sonra öteki sahile geçtik. - R. H. Karay
- kendi üzerine koku, krem vb. sürmek
- Bir şişe kolonyayı süründüm.
- bir şeye değerek geçmek, geçerken değmek
- Duvara sürünmek. Boyaya sürünmek.
- sürünme işine konu olmak
- Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün. - Enderunlu Vasıf
- yoksul ve perişan yaşamak
- Semiz bir köpeğe bile yetmeyecek bir parayla bu kadar süründüm. - N. F. Kısakürek
- başıboş, sahipsiz kalmak
- Kedi sokaklarda sürünürken bile, eğer sizden korkmadıysa yine mağrur, kibirli ve rahatına düşkündür. - C. Külebi
Çeviriler[düzenle]
|
Kaynakça[düzenle]
- Türk Dil Kurumu: "sürünmek"
Türkmence[düzenle]
Eylem[düzenle]
sürünmek
- hareket etmek, ilerlemek, sürünmek
- saldırmak, çarpmak, vurmak
Kaynakça[düzenle]
- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.