İçeriğe atla

girmemek

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[değiştir]

Köken

[değiştir]
Osmanlı Türkçesi كررمق(girmeme + -k).

Söyleniş

[değiştir]
  • IPA(anahtar): /ˈɡiɾ.me.mec/
  • Heceleme: gir‧me‧mek

Eylem

[değiştir]

girmemek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi girmez)

  1. ağrı, sancı başlamamak, saplanmamak
  2. almamak, fethetmemek
  3. başlamamak, girişmemek
    Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum. — N. Ataç
  4. bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almamak
    Tuz, böbrek hastalarında artık yemeğe girmez.
  5. bulaşmamak
    Koyunlarımıza kelebek hastalığı girmedi.
  6. detaylara inmemek, incelememek
  7. dışarıdan içeriye geçmemek
  8. erişmemek, ulaşmamak
    Yirmisine daha girmeden vefat etti.
  9. iyice anlamamak, iyice bilmemek
  10. katılmamak
  11. kavgaya tutuşmamak
  12. sığmamak
    Elim bu eldivene girmiyor.
  13. sulu bir şeyin veya su dolu bir yerin içine batmamak veya dalmamak
    Ceketinin ucu tabağa girimedi ki.
    Denize girmemek.
  14. yazılmamak, başlamamak
    Okula girmedi.
  15. yeni hâle geçmemek, dönüşmemek
  16. yüklenmemek
  17. zaman anlamlı kavramlar için gelmemek
    İlkbahar daha girmedi.
  18. (hukuk) geçmemek, tecavüz etmemek
    Komşu, tarlamıza beş metre bile girmedi.

Çekimleme

[değiştir]

Zıt anlamlılar

[değiştir]

Alt kavramlar

[değiştir]

Deyimler

[değiştir]

Türetilmiş kavramlar

[değiştir]

Çeviriler

[değiştir]