İçeriğe atla

sallanmak

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

sallanmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sallanır) sallanmak -ır sallanmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sallanır)

  1. bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamak
Dişi sallanıyor.
  1. bir şey belli noktasından bir yere bağlı kalmak şartıyla, o noktanın iki tarafına aynı doğrultuda ve sürekli olarak gidip gelmek
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. - Y. K. Beyatlı
  1. salıncak, hamak vb. de kendini sallamak
  2. güçlü bir biçimde sarsılmak, titremek
Yere çivilenmiş koca masayı sarsarken oda bir salıncak gibi sallanıyor. - S. F. Abasıyanık
  1. vaktini boş ve yararsız işlerle uğraşarak geçirmek, oyalanmak, savsaklanmak
  2. makamından veya bulunduğu durumdan uzaklaşmak, yerini bir başkasına bırakmak tehlikesiyle karşılaşmak


Kaynakça

[düzenle]

Türk Dil Kurumuna göre "sallanmak" maddesi

Çeviriler

[düzenle]

Türkmence

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

sallanmak

  1. inmek, alçalmak, eğilmek, sarkmak, düşmek

Kaynakça

[düzenle]
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.