sallamak
Türkçe[değiştir]
Eylem[değiştir]
sallamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sallar) -r
- düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek
- Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir. - Halide Edip Adıvar
- uydurmak, kafadan atmak
- sarsmak
- (mecaz) beklenmedik başarı kazanmak
- seçimlerde Ankara'yı salladı
- (mecaz) zor durumda bırakmak
- (argo) bir işi sürekli olarak başka bir zamana ertelemek, savsaklamak
- Ev sahibinin gözünü boyarım, kalan borcu bir müddet daha sallarım diyordu. - Sermet Muhtar Alus
- (argo) vurmak, atmak
- Sokaktan geçen bir adam, bunları ayırdı, ikisine birer tokat salladı... - Memduh Şevket Esendal
Deyimler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
|
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "sallamak" maddesi
Türkmence[değiştir]
Eylem[değiştir]
sallamak
- salmak, yukarıdan aşağıya bırakmak, indirmek
Kaynakça[değiştir]
- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.