İçeriğe atla

kel

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Köken

[düzenle]
Osmanlı Türkçesi گل(kel), Farsça گل(kel)

Söyleniş

[düzenle]

kel (belirtme hâli keli, çoğulu keller)

  1. saçsız olan kimse
  2. saçsız olan yer
    Kelime dokunma!

Çekimleme

[düzenle]

Üst kavramlar

[düzenle]

Atasözleri

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Ön ad

[düzenle]

kel (karşılaştırma daha kel, üstünlük en kel)

  1. çıplak, yaprakları dökülmüş
    Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu. - S. F. Abasıyanık
  2. gelişmemiş, cılız
    Kel bir ağaç.
  3. içinde az eşya bulunan
  4. saçsız olan
    Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam. - A. Ümit

Atasözleri

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

Sözcük birliktelikleri

[düzenle]

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Gagavuzca

[düzenle]

Köken

[düzenle]
Farsça kal

Ön ad

[düzenle]

kel

  1. [1] kel

Karaçay Balkarca

[düzenle]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[düzenle]
  1. gelmek

Kumanca

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

kel

  1. gelmek

Kaynakça

[düzenle]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Şorca

[düzenle]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[düzenle]
[1] gelmek

Türkmence

[düzenle]

kel

[1] kel, saçı dökülmüş

Kaynakça

[düzenle]
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.


Zazaca

[düzenle]

kel e

  1. teke
  2. kel, saçı dökülmüş