İçeriğe atla

geçmiş

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
Heceleme: geç‧miş

geçmiş (belirtme hâli geçmişi, çoğulu geçmişler)

  1. bugüne göre geride kalmış olan zaman, mazi
    Onlar bu davranışlarıyla geçmişte sadece huzursuzluk yarattı. - N. Cumalı
  2. arkada kalan hayat
    Perde perde örtülü olan eski bir geçmişten kulaklarına garip bir fısıltı gelmişti. - O. C. Kaygılı
  3. birinin ölmüş ana, baba ve yakınları
    Senin de yedi göbek geçmişine rahmet okusun ha? - M. Ş. Esendal
Çekimleme
[düzenle]
Deyimler
[düzenle]
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Ön ad

[düzenle]

geçmiş (karşılaştırma daha geçmiş, üstünlük en geçmiş)

  1. geçme işini yapmış
  2. zaman bakımından geride kalmış
  3. (halk ağzı) (Sivas ağzı) ihtiyarlamış, kocamış
  4. (halk ağzı) (Sivas ağzı) fazla kavrulmuş

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]
Atasözleri
[düzenle]

Eylem

[düzenle]
  1. geçmek (eylem) sözcüğünün bildirme kipi belirsiz geçmiş zaman basit üçüncü tekil şahıs olumlu çekimi

Türkmence

[düzenle]

geçmiş

  1. geçmiş, mazi

Kaynakça

[düzenle]
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.