derin
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
![]() |
Ayrıca bakınız: Derin |
Türkçe[değiştir]
Söyleniş[değiştir]
Köken[değiştir]
Ad[değiştir]
derin (belirtme hâli derini, çoğulu derinler)
- dip
- Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin. Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde. - Yahya Kemal Beyatlı
Çeviriler[değiştir]
Ön ad[değiştir]
derin (karşılaştırma daha derin, üstünlük en derin)
- dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan
- Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor. - Ö. Seyfettin}}
- yüzeyden içeri inen
- Bu su çok derin!
- kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan
- Mevlâna gibi derin ve vectli bir insanın elinde ise belki en mütekâmil şeklini almış bulunuyordu. - A. H. Çelebi
- uzun süren
- Henüz kapkaranlıktı dışarısı ve derin bir sessizlik içindeydi ev. - Ayşe Kulin
- uzun süren
- Bir iki derin nefesten sonra teneffüsünün ritmi düzeldi. - Peyami Safa
- (mecaz) ayrıntılı
- Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne? - İsmet Özel
- (mecaz) içten gelen
- Bir yandan da bundan derin bir utanç duyuyorum. - Adalet Ağaoğlu
Zıt anlamlılar[değiştir]
- (yüzeyden içeri inen): sığ
Türetilmiş kavramlar[değiştir]
Deyinler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "derin" maddesi
Atasözleri[değiştir]
Gagavuzca[değiştir]
Köken[değiştir]
- Eski Türkçe täring
Ön ad[değiştir]
derin
Kaynakça[değiştir]
- Etymological Dictionaries - Andras Rajki