bozmamak
Gezinti kısmına atla
Arama kısmına atla
Türkçe[değiştir]
Köken[değiştir]
Söyleniş[değiştir]
Eylem[değiştir]
bozmamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi bozmaz)
- aklını kaybedecek derecede bir şeye düşkün olmamak
- Politika ile bozmadım canım, nereden çıkarıyorsun?
- bağ veya bostanda son mahsûlü toplamamak
- Bostanı bozmadık.
- bırakmamak, dağıtmamak
- bir kimseyi beklemediği bir davranış karşısında bırakarak veya sözünü yalana çıkararak küçük düşürmemek
- bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmemek
- bozguna uğratmamak
- Bu saldırı düşman ordusunu bozmamıştı.
- dokunmamak, zarar vermemek
- geçersiz bir hâle getirmemek
- kızlığına zarar vermemek
- Doktor, ırza geçmeye çalışırken bozmadığını tespit etti.
- kötü hâle getirmemek
- Sigarayı bırakarak doğru adımı atmış, sağlığını bozmamıştı.
- şeklini ve kullanılışını değiştirmemek
- yazıyı silmemek
- Ali yazıyı bozmadı ki.
- yerin, şeyin düzenini karıştırmamak
- (para) altını paraya çevirmemek, bozdurmamak
- (para) büyük parayı küçük birimlere ayırmamak
- (para) döviz Türk parasına çevirmemek
Çekimleme[değiştir]
bozmamak eyleminin çekimi
Eş anlamlılar[değiştir]
- (bozguna uğratmamak): mağlup etmemek, yenmemek
- (altını paraya çevirmemek): bozdurmamak
Zıt anlamlılar[değiştir]
Alt kavramlar[değiştir]
- (geçersiz hâle getirmemek): nişanı bozmamak
bozmamak
Deyimler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
bozmamak