boğaz
Görünüm
![]() |
Ayrıca bakınız: bogaz |
Türkçe
[düzenle]- [bo·ğaz]
Söyleniş
[düzenle]Ad
[düzenle]boğaz (belirtme hâli boğazı, çoğulu boğazlar)
boğaz hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.

- (anatomi) boyun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak, ümük
- Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir. - Ö. Seyfettin
- şişe, güğüm gibi kaplarda ağza yakın dar bölüm
- Şişenin boğazı. Testinin boğazı.
- (coğrafya) iki dağ arasında dar geçit veya deniszde, derbent
- Yol üzerindeki derbentleri ve boğazları işgal ederek ordunun başında bunları takip ediyordu. - F. F. Tülbentçi
- yedirip içirme yükümü, iaşe
- İşçilerin boğazı bizden olacak.
- yiyeceği içeceği sağlanan kişi
- Hayat zor anne, kaç boğazız evde, ağabeyim hangi birimize yetişsin. - A. Kulin
- yeme içme
- Boğazına düşkün.
- (coğrafya) iki kara arasındaki dar deniz
Deyimler
[düzenle]boğaz ağrısı, boğaz iltihabı, boğaz yanması, dümen boğazı, İstanbul Boğazı, şişenin boğazı
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "boğaz" maddesi
Atasözleri
[düzenle]Azerice
[düzenle]Ad
[düzenle]boğaz
Tatarca
[düzenle]Ad
[düzenle]boğaz
- (anatomi) boğaz
Türkmence
[düzenle]Ad
[düzenle]boğaz