binmek
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Yazılışlar
[düzenle]Eylem
[düzenle]binmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi biner)



- Yüksek bir şeyin veya bir hayvanın üstüne çıkıp ayaklarını sallandırarak oturmak
- Belki de atlara binerek dolaşırız. - R. H. Karay
- bir yere gitmek için tren, vapur, uçak, otomobil vb. taşıtta yer almak
- Vapurlara, trenlere ihtiyarları itip çocukları ezip biniyoruz. - O. S. Orhon
- bisiklet, motosiklet, binek hayvanı kullanmak
- bir şey sıkışarak yanındakinin üstüne çıkmak
- Damar damara binmiş.
- (ekonomi) fiyat artmak
- Pamuklulara yüzde on bindi.
- eklenmek, katılmak
- Annemin dul maaşından ayrılmış bütçeme bir de posta masrafı binmişti her hafta. - Y. Z. Ortaç
- (argo, cinsellik, hayvanlar) çiftleşmek
- Tevfik Can KÜÇÜKŞAHİN Risperdal, sayfa 64 , Sözcükler , 115. sayı,
- "Çiftleşeceği zaman ekstra bir çaba sarf etmeden dişisine yanaşan, tenasül uzvunu biraz kokladıktan, etrafında biraz gezindikten sonra sulanan dişisine binen erkekleri."
- Tevfik Can KÜÇÜKŞAHİN Risperdal, sayfa 64 , Sözcükler , 115. sayı,
Deyimler
[düzenle]attan inip eşeğe binmek, dalına binmek imamın kayığına binmek, küplere binmek, tepesine binmek
Çeviriler
[düzenle]Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "binmek" maddesi