İçeriğe atla

sıkışmak

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

sıkışmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sıkışır) sıkışmak -ır sıkışmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sıkışır)

  1. kalabalıktan dolayı birbirine çok yaklaşmak
Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar. - M. Ş. Esendal
  1. iki şey arasında kalmak
Parmağı kapıya sıkışmış.
  1. yerinden oynamamak
Vida sıkışmış.
  1. dar bir yere zorla sığmak veya sığdırılmak
Karşıda apartmanın köşesine sıkışmış baraka kahveden bir adam, bir kürek ateş çıkardı. - M. Ş. Esendal
  1. zor bir durumda kalmak
Osmanlı İmparatorluğu sıkışınca üç milyon asker çıkarabiliyordu. - E. İ. Benice
  1. sıkıntı ve darlık vermek, çarpıntı duymak
Göğsü sıkışmış.
  1. tuvalet ihtiyacı gelmek


Çeviriler

[düzenle]

Eski Türkçe

[düzenle]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[düzenle]
  1. Sıkışmak
  2. Sıkmakta yardım ve yarış etmek

Kaynakça

[düzenle]

Türk Dil Kurumuna göre "sıkışmak" maddesi