sıkışmak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]sıkışmak sıkışmak -ır sıkışmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi sıkışır)
- [1] kalabalıktan dolayı birbirine çok yaklaşmak
- Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar. - M. Ş. Esendal
- [2] iki şey arasında kalmak
- Parmağı kapıya sıkışmış.
- [3] yerinden oynamamak
- Vida sıkışmış.
- [4] dar bir yere zorla sığmak veya sığdırılmak
- Karşıda apartmanın köşesine sıkışmış baraka kahveden bir adam, bir kürek ateş çıkardı. - M. Ş. Esendal
- [5] zor bir durumda kalmak
- Osmanlı İmparatorluğu sıkışınca üç milyon asker çıkarabiliyordu. - E. İ. Benice
- [6] sıkıntı ve darlık vermek, çarpıntı duymak
- Göğsü sıkışmış.
- [7] tuvalet ihtiyacı gelmek
Çeviriler
[değiştir]çeviriler
Eski Türkçe
[değiştir]Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Eylem
[değiştir]- [1] Sıkışmak
- [2] Sıkmakta yardım ve yarış etmek
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "sıkışmak" maddesi