İçeriğe atla

zor

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Köken

[düzenle]
Farsça

Yazılışlar

[düzenle]
زور

zor (belirtme hâli zoru, çoğulu zorlar)

  1. sıkıntı, güçlük, rahatsızlık
    Dün gece bütün sinirlerimi bir kâbus işkencesinin zoru altına koyan buhranlı saatler yaşadım. - E. İ. Benice
  2. yüküm, mecburiyet
    Artık kızının evinde kalışının zordan olduğunu biliyordu. - N. Cumalı
  3. baskı
    Hocaların zoru ile çıkarılmış olan bu kanun yürümedi. - M. Ş. Esendal

Çeviriler

[düzenle]

Belirteç

[düzenle]

zor

  1. güçlükle
    El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kitlesini zor zapt ediyorlardı. - H. Taner

Çeviriler

[düzenle]

Ön ad

[düzenle]

zor (karşılaştırma daha zor, üstünlük en zor)

  1. sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı
    Sabır güzel, faydalı fakat zor şeydir. - B. Felek

Çeviriler

[düzenle]

Ünlem

[düzenle]

zor

  1. yapamazsın anlamında kullanılan bir söz

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Atasözleri

[düzenle]

Gagavuzca

[düzenle]

Köken

[düzenle]
Farsça

zor

  1. zor

Kırım Tatarca

[düzenle]

zor

  1. sıkıntılı, güçlük

Eş anlamlılar

[düzenle]
qıyın

Kaynakça

[düzenle]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki