karışmak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]karışmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi karışır)
- iki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek
- Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı. - H. R. Gürpınar
- düzensiz, dağınık olmak
- Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi. - R. H. Karay
- bulanmak, duruluğunu yitirmek
- Hava birden karıştı.
- Zihnim karıştı.
- açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek
- Kaymakam işin karıştığını anlayarak... - M. Ş. Esendal
- müdahale etmek, araya girmek
- Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde |görürdü. - F. R. Atay
- engellemek, araya girmek
- bir araya gelmek, katılmak
- Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı. - Ö. Seyfettin
- ilgilenmek, müdahale etmek, el atmak
- Ben, dedim, başkalarının soyadlarına nasıl karışabilirim? - M. Ş. Esendal
- yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak
- Bu işe belediye karışır.
Deyimler
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]çeviriler
|
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "karışmak" maddesi
Eski Türkçe
[değiştir]Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Eylem
[değiştir]- [1] karışmak
- [2] kamaşmak
- [3] karşılanmak
- [4] karşı koymak