İçeriğe atla

zarf

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
IPA(anahtar): /ˈzɑɾf/, [ˈz̪ɑɾ̞̊f]
Heceleme: zarf

Köken

[düzenle]
Osmanlı Türkçesi ظرف, Arapça ظَرْف (ẓarf)

zarf (belirtme hâli zarfı, çoğulu zarflar)

(bilgi bilimi, posta): İki zarf (1)
Zarf içinde kahve fincanları (2)
  1. (kaplar, posta) İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese:
    • "Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler." - Ahmet Haşim
  2. (kaplar) İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap.
    • 2014: Nalân KİRAZ, 2014 Gölgeli Konak, sayfa 108 , Alakarga Sanat Yayınları
      "Nesrin'in yardımcısı Seniha Hanım'ın getirdiği kahveleri bakır zarfları içinde her biri birer berjerin kenarından alan Nesrin Hanım'la Ali Raif Bey kahve masası üzerine birbiri ardına iki gümüş tabaka çıkarıp bıraktıklarında ben ikili koltukta Seniha Hanım'ın elindeki tepsiden kahveyi alırken az daha üzerime döküyordum."
  3. Kılıf
  4. (dil bilimi) bir Fiilin, sıfatın veya zarfın anlamını zaman, durum, yer, ölçü, nitelik ve soru kavramları bakımından belirleyen veya sınırlayan kelime; belirteç: belirteç
    • Dil bilgisinden zarfları anlatırken öğretmen birden bağırmaya başladı. - M. İzgü

Çekimleme

[düzenle]

Sözcük birliktelikleri

[düzenle]

fincan zarfı, zarf tümleci, zarf yaka

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]