yerleşmek
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]yerleşmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi yerleşir)
- yerine iyice oturmak, yerinde sabit olmak
- Bu taş buraya adamakıllı yerleşmiş.
- yer bulup oturmak
- Arabaya, birbirine sıkışarak yerleştiler. - S. F. Abasıyanık
- çalışmak üzere bir iş yerine başlamak
- Oğlu bankaya yerleşmiş.
- bir yerde oturmaya, yaşamaya başlamak
- Rıza böylece ahırın üst katındaki dairesine yerleşti. - H. Taner
- eşyayı yerli yerine koymak
- Taşındık, ama daha yerleşemedik.
- rahat bir biçimde oturmak
- Koltuğa iyice yerleşti.
- yaygın duruma gelmek, tutunmak
- Demokrasinin ne suretle yerleşip kalabileceği hakkında garip fikirleri vardır. - H. E. Adıvar
- alışılmak, kullanılır olmak
- Birtakım yeni kelimeler zamanla yerleşiyor.
- sınav sonucuna göre herhangi bir eğitim kurumunda okumaya hak kazanmak, okumaya başlamak
Çeviriler
[değiştir]çeviriler
|
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "yerleşmek" maddesi