tabiat
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]- Heceleme: ta‧bi‧at
Köken
[düzenle]Ad
[düzenle]tabiat (belirtme hâli tabiatı, çoğulu tabiatlar)
- (doğa bilimi) kendi kaidelerine göre devamlı gelişen, değişen canlı, doğa, natür
- İnsan zekâsı tabiatın içinde değil, tabiatın yanında ayrı bir kuvvettir. - A. Haşim
- doğal özellik
- Arazinin tabiatı.
- huy, karakter
- Mağrur, bazen zalim olacak kadar hiddetli, bazen çok müşfik ve hassas bir tabiattadır. - A. H. Çelebi
- güzeli ayırma melekesi
- Abdi Bey, tabiat sahibi, altıncı kat terasında böyle bir bahçe tanzimi, doğrusu takdire şayan. - A. İlhan
- insanın büyük abdest bozma kolaylığı veya zorluğu
Eş anlamlılar
[düzenle]Deyimler
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Gagavuzca
[düzenle]Ad
[düzenle]tabiat
- (doğa bilimi) tabiat
Kırım Tatarcası
[düzenle]Ad
[düzenle]tabiat
- (doğa bilimi) tabiat
Özbekçe
[düzenle]Ad
[düzenle]tabiat
- (doğa bilimi) tabiat