çevirmek
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Söyleniş
[düzenle]Köken
[düzenle]Eylem
[düzenle]çevirmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi çevirir)
çevirmek hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
- bir durumdan başka duruma geçmek
- bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek
- Evlerini otele çevirdiler.
- bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek
- bir şeyin yönünü değiştirmek
- Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. - Yusuf Ziya Ortaç
- bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak
- Bağı duvarla çevirmek.
- çeviri yapmak
- Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş. - Memduh Şevket Esendal
- çevrilemek, tevil etmek
- Sözü işine geldiği gibi çevirdi.
- döndürerek hareket ettirmek
- Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi. - Said Faik Abasıyanık
- durdurmak
- Taksi çevirmek.
- geri göndermek
- Kendisine yollanan parayı çevirmiş.
- idare etmek, yönetmek
- Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor. - Haldun Taner
- işlemek, yapmak
- 'Yine ne işler çeviriyorsun bakayım.
- kâğıt oyunu oynamak
- öteki yüzünü görünür duruma getirmek
- Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. - Ömer Seyfettin
- yoldan alıkoymak, yoldan döndürmek
- Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü.
Çekimleme
[düzenle]çevirmek eyleminin çekimi
Eş anlamlılar
[düzenle]- (çeviri yapmak): tercüme etmek
Deyimler
[düzenle]Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "çevirmek" maddesi
Gagavuzca
[düzenle]Eylem
[düzenle]çevirmek