İçeriğe atla

çevirmek

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
IPA(anahtar): /t͡ʃe.viɾ.ˈmec/
Heceleme: çe‧vir‧mek

Eylem

[düzenle]

çevirmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi çevirir)

  1. bir durumdan başka duruma geçmek
  2. bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek
    • Evlerini otele çevirdiler.
  3. bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek
  4. bir şeyin yönünü değiştirmek
    • Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. - Yusuf Ziya Ortaç
  5. bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak
    • Bağı duvarla çevirmek.
  6. çeviri yapmak
    • Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş. - Memduh Şevket Esendal
  7. çevrilemek, tevil etmek
    • Sözü işine geldiği gibi çevirdi.
  8. döndürerek hareket ettirmek
    • Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi. - Said Faik Abasıyanık
  9. durdurmak
    • Taksi çevirmek.
  10. geri göndermek
    • Kendisine yollanan parayı çevirmiş.
  11. idare etmek, yönetmek
    • Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor. - Haldun Taner
  12. işlemek, yapmak
    • 'Yine ne işler çeviriyorsun bakayım.
  13. kâğıt oyunu oynamak
  14. öteki yüzünü görünür duruma getirmek
    • Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. - Ömer Seyfettin
  15. yoldan alıkoymak, yoldan döndürmek
    • Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü.

Çekimleme

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Gagavuzca

[düzenle]

Eylem

[düzenle]

çevirmek

  1. çevirmek